Ortadoğu’yu Antakya’ya bağlayan tek geçiş yeri olan Demirköprü, adını verdiği Demirköprü mahallesinde, Asi nehri üzerine S şeklinde kurulmuştur. Asi nehri üzerine kurulmuş olan Demirköprü aynı zamanda, Hitit köprüsü olarak ta bilinir. 110 Metre uzunluğunda 7metre bazı yerde 10 metre genişliğindedir. Her iki yanda korkuluk duvarları yükselmekle ve yer yer korkuluklarda yer yer tali gözler yapılmıştır. Fransızlar 1925 yılında köprüde ufak çapta onarım yapılmış ve her iki yanına bazı ilaveler yaparak 160 metre uzunluğuna getirilmiş. Köprünün kıvrılan bölümünde bulunan iki adet taşma gözü ile değirmene su verilmektedir. Osmanlı dönemi eseri olan köprü tamamen kesme taşlardan yapılmış olup, Antakya’da bulunan (Yıkılmış olan) Roma köprüsünün benzeridir.
Antakya’nın savunmasında çok önemli bir yere sahip olan köprünün her iki yanında muhafız kuleleri ve demirden kapılar bulunmakta idi. Bu demir kapılar kapandığında önünde sular birikerek göl haline gelmekte ve giriş çıkışlar kesiliyor. Her iki yanda bulunan demir kapılar nedeniyle de köprüye Demirköprü adı verilmiştir. Köprü 1829 yılında onarıma alınmış 1830 yılında tamamlanmıştır. Köprü tamamlandıktan sonra bir müddet geçişler paralı olmuştur.1925 Yılında Fransızlar döneminde ufak çapta bir onarım geçirmiştir. Köprü her dönemde Antakya’nın savunmasında büyük önem taşımıştır.
Bu milli değerimiz, Antakya belediyesinin gösterdiği hassasiyet neticesinde, adeta atık durumda bulunan tarihi köprü, tarihi dokusuna sadık kalarak eski yüzüne kavuşturulmuş olması sevindirici. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ne demiş “Tarihine, geçmişine, milli değerlerine sahip çıkmayan milletler, yok olmaya mahkûmdurlar” Antakya belediyesinin bu gibi çalışmalarının devamını bekler ve yapmış olduğu bu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz.
Asi nehrinin zaman zaman şiddetli taşması nedeniyle Antakya’daki Demirköprü 1827’de hasar görmüştür. Görevlilerin ve halkın devamlı bu köprüyü kullanmaları nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanmış ve kayıplar olmuştur. Köprünün onarımı için Mimar Halil Ağa tayin edilmiş, kendisine Antakya ve Kuseyr’den 80 işçi sağlanarak tam gün çalışması sağlanmıştır. Ayrıca kireç vesair ihtiyaçların tedariki ve taşınması için 40 işçinin karşılanması istenmiş ve bu hususta Mütesellim Ali Ağa görevlendirilmiştir
Antakya’nın savunmasında çok önemli bir yere sahip olan köprünün her iki yanında muhafız kuleleri ve demirden kapılar bulunmakta idi. Bu demir kapılar kapandığında önünde sular birikerek göl haline gelmekte ve giriş çıkışlar kesiliyor. Her iki yanda bulunan demir kapılar nedeniyle de köprüye Demirköprü adı verilmiştir. Köprü 1829 yılında onarıma alınmış 1830 yılında tamamlanmıştır. Köprü tamamlandıktan sonra bir müddet geçişler paralı olmuştur.1925 Yılında Fransızlar döneminde ufak çapta bir onarım geçirmiştir. Köprü her dönemde Antakya’nın savunmasında büyük önem taşımıştır.
Bu milli değerimiz, Antakya belediyesinin gösterdiği hassasiyet neticesinde, adeta atık durumda bulunan tarihi köprü, tarihi dokusuna sadık kalarak eski yüzüne kavuşturulmuş olması sevindirici. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ne demiş “Tarihine, geçmişine, milli değerlerine sahip çıkmayan milletler, yok olmaya mahkûmdurlar” Antakya belediyesinin bu gibi çalışmalarının devamını bekler ve yapmış olduğu bu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz.
Asi nehrinin zaman zaman şiddetli taşması nedeniyle Antakya’daki Demirköprü 1827’de hasar görmüştür. Görevlilerin ve halkın devamlı bu köprüyü kullanmaları nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanmış ve kayıplar olmuştur. Köprünün onarımı için Mimar Halil Ağa tayin edilmiş, kendisine Antakya ve Kuseyr’den 80 işçi sağlanarak tam gün çalışması sağlanmıştır. Ayrıca kireç vesair ihtiyaçların tedariki ve taşınması için 40 işçinin karşılanması istenmiş ve bu hususta Mütesellim Ali Ağa görevlendirilmiştir