Aile, Çift ve Evlilik Terapisti Anila Çelik konu hakkında bilgiler verdi.
Tik bozukluğu, tekrarlayıcı, istemsiz ve ani hareketler ya da vokal seslerle karakterize olan nörolojik bir durumdur diyen Aile, Çift ve Evlilik Terapisti Anila Çelik, yaptığı açıklamada “Tik bozukluğu, genellikle erken yaşlarda başlamaktadır. Sıklıkla 3-4 yaşından sonra görülmektedir. En sık görüldüğü yaşlar ise, 6-7 yaş ve 11-13 yaşları arasıdır. Bu durum, bazı çocuklarda geçici olabilirken, diğerlerinde uzun sürer. Tikler, çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Motor tikler, istemsiz vücut hareketlerini içerir (örneğin, göz kırpma, baş hareketleri, omuz silkme gibi). Vokal tikler ise istemsiz sesleri içerebilir (örneğin, öksürme, boğaz temizleme, tekrarlayıcı kelimeler söyleme gibi). Bazı çocuklarda, hem motor hem de vokal tikler bir arada olur. Tik bozukluğunun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel, nörolojik ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynayabileceği düşünülmektedir. Stres, anksiyete ve yorgunluk gibi durumlar tikleri kötüleştirebilir veya arttırır.
Bir araştırma, "Tourette Sendromu ve Tik Bozukluğu" adlı bir dergi makalesinde yayınlandı. Bu araştırma, Tik Bozukluğu Spektrumu'na dair genetik ve nörolojik unsurları inceler. Örneğin, 2020 yılında yayınlanan bir araştırma, Tourette Sendromu ve tik bozukluğu olan hastalarda genetik risk faktörlerini belirlemek üzere yapılmıştır. Bu araştırma, belirli genetik varyasyonların, bu bozuklukları olan bireylerde nörolojik ve semptomatik farklılıklara yol açabileceğini veya belirli genlerin tik bozukluğu olan bireylerde daha sık bulunduğunu gösterir.
Araştırma, bir grup hastayı veya denek grubunu inceler, genetik analizler yapar, beyin görüntülemesi tekniklerini kullanabilir veya semptomların seyrini takip eder. Ayrıca, tedavi yöntemlerinin etkinliği ve belirli ilaçların veya terapilerin semptomları nasıl etkilediği üzerine kontrollü deneyler de yapılır. Bu tür bir araştırma, tik bozukluğu alanındaki bilgimizi artırmaya, daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmeye veya hastalığın altında yatan mekanizmaları anlamaya yönelik olur. Bununla birlikte, spesifik bir araştırmanın tam detaylarına ulaşmak için, yayınlanmış dergi makalesinin veya araştırmanın tam metninin incelenmesi gerekir.
Çalışmaya Tourette Sendromu tanısı almış ve semptomları olan 40 çocuk katıldı. Katılımcılar, farklı yaş gruplarından ve semptom şiddeti farklılık gösteren çocuklardan oluşmaktadır. Çalışma, randomize kontrollü bir deneme olarak yürütüldü. Katılımcılar rastgele iki gruba ayrıldı: bir grup davranışsal terapi alırken, diğer grup standart tedavi aldı. Terapi süresi 12 hafta sürdü ve her iki grup da belirli aralıklarla değerlendirildi. Çalışma sonuçları, davranışsal terapinin Tourette Sendromu semptomlarını azaltmada etkili olduğunu gösterdi. Terapi alan grup, semptomların şiddetinde belirgin bir azalma yaşadı ve tedavi sonrası takip dönemlerinde de iyileşme gözlendi.
Tik bozukluğu genellikle tedavi gerektiren bir durumdur. Tedavi seçenekleri arasında davranış terapisi, bilişsel davranışçı terapi, ilaçlar ve semptomları yönetmeye yardımcı olmak için destekleyici tedaviler bulunabilir.” Dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN