https://youtu.be/HAUn3do5R3E
Rusya'da okuduğu sırada ‘sizin sanatınızın yok mu?' diye sormaları üzerine çini sanatına merak sarıp memleketi Hatay'da atölye kuran Ayhan Bengi, "Çiniye başlayan insanlar bırakamıyorlar. Çünkü çininin terapi edici özelliği var" dedi.
Türk Çini sanatında yeni çini formları kazandıran ve katıldığı organizasyonlarda Türk kültürünü tanıtma amacında olan Çini sanatçısı Ayhan Bengi, Rusya'da öğrenim gördüğü sırada Rusların ‘sizin sanatınızın yok mu? demesi üzerine Çini sanatına yıllar önce merak sardı.
Çini sanatçısı Ayhan Bengi, Ruslara Türklerin sanatını gösterdiğini söyleyerek, “Uzun yıllar resim öğretmenliği yaptım. Çalıştığım yıllar içinde öğrencilerin ve velilerin Çini'ye çok meraklı olduklarını gördüm. Emekli olduktan sonra kendi memleketime yerleşirim ve bu sanat dalında uğraşıyorum diye içimden geçiriyordum. Daha önce ben gözlemliyordum, Çini yapan var mı? diye yoktu, böyle bir boşluk vardı. Gidişattan da memnunuz, bizi duydukça kartımızı alıyorlar, ders alabilir miyiz diyorlar, kurs verir misiniz diyorlar. Çiniye başlayan insanlar bırakamıyorlar. Çünkü çininin terapi edici özelliği var. Boyaları, hammaddesi toprak olduğu için. Çiniyle uğraşanlar objeyi tutar tutmaz kendindeki negatif enerjinin toprağa geçtiğini görüyor ve bundan mutlu oluyor ve bırakamıyor. Ben de yıllarca bu işi bırakamadım Hatay'da bu işi kendi imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Çini sanatının aslında Çinliler'den geldiğini ancak Türklerin çok geliştirdiğini söyleyen Çini sanatçısı Ayhan Bengi, şöyle devam etti: “Çiniciliğin ülkemizde Kütahya'da, İznik'te olmasının sebebi oralarda bunun malzemelerini yapmaya uygun çamur yatakları var. Oralardan çamurcular tarafından alınır ve kasnakçılar tarafından objeler yapılır. Bizde onlardan alırız ve işlemeye başlarız. İşledikten sonra 930 derecede fırında 24 saat boyunca sırlanır. Sırlanmak da cam tabakası ile boyanın üzerine kaplanması demektir. Kaplandıktan sonra 900 yıl Çininin dayanma durumu oluyor. Selçuklu, Osmanlı döneminden gördüğümüz camilerde yapılmış çiniler bu teknikle yapıldığından dolayı daha dün yapılmış gibi. Biz de aynı teknikle yapıyoruz. Dolayısıyla bunlar yüzyıllarca dayanabilen duruma geliyorlar. Aşınma ve solma olayı olmuyor cam tabakasının altında kaldığından dolayı.”
Çini sanatçısı ayhan bengi çinilerin özellikle turistlerin ilgisini çektiğini belirterek, “Çiniyi biz burada sunum yaparken Hatay halkına diye yaptık. Ama şunu gözlemledik, buraya dışarıdan çok turist akımı da oldu. Hatay'ı ziyaret edenler bu sanatla karşılaştıklarında onların çok ilgisini çekiyor. Bizim fiyatlarımız da 4 lira ile 120 lira arasında değişen, değişik objelerde ki fiyatlarımız var. Bu da onlara çok uygun geliyor. Nasıl bir el sanatı bu kadar uygun olabiliyor? diye de hayret ediyorlar” diye konuştu. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)
Rusya'da okuduğu sırada ‘sizin sanatınızın yok mu?' diye sormaları üzerine çini sanatına merak sarıp memleketi Hatay'da atölye kuran Ayhan Bengi, "Çiniye başlayan insanlar bırakamıyorlar. Çünkü çininin terapi edici özelliği var" dedi.
Türk Çini sanatında yeni çini formları kazandıran ve katıldığı organizasyonlarda Türk kültürünü tanıtma amacında olan Çini sanatçısı Ayhan Bengi, Rusya'da öğrenim gördüğü sırada Rusların ‘sizin sanatınızın yok mu? demesi üzerine Çini sanatına yıllar önce merak sardı.
Çini sanatçısı Ayhan Bengi, Ruslara Türklerin sanatını gösterdiğini söyleyerek, “Uzun yıllar resim öğretmenliği yaptım. Çalıştığım yıllar içinde öğrencilerin ve velilerin Çini'ye çok meraklı olduklarını gördüm. Emekli olduktan sonra kendi memleketime yerleşirim ve bu sanat dalında uğraşıyorum diye içimden geçiriyordum. Daha önce ben gözlemliyordum, Çini yapan var mı? diye yoktu, böyle bir boşluk vardı. Gidişattan da memnunuz, bizi duydukça kartımızı alıyorlar, ders alabilir miyiz diyorlar, kurs verir misiniz diyorlar. Çiniye başlayan insanlar bırakamıyorlar. Çünkü çininin terapi edici özelliği var. Boyaları, hammaddesi toprak olduğu için. Çiniyle uğraşanlar objeyi tutar tutmaz kendindeki negatif enerjinin toprağa geçtiğini görüyor ve bundan mutlu oluyor ve bırakamıyor. Ben de yıllarca bu işi bırakamadım Hatay'da bu işi kendi imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Çini sanatının aslında Çinliler'den geldiğini ancak Türklerin çok geliştirdiğini söyleyen Çini sanatçısı Ayhan Bengi, şöyle devam etti: “Çiniciliğin ülkemizde Kütahya'da, İznik'te olmasının sebebi oralarda bunun malzemelerini yapmaya uygun çamur yatakları var. Oralardan çamurcular tarafından alınır ve kasnakçılar tarafından objeler yapılır. Bizde onlardan alırız ve işlemeye başlarız. İşledikten sonra 930 derecede fırında 24 saat boyunca sırlanır. Sırlanmak da cam tabakası ile boyanın üzerine kaplanması demektir. Kaplandıktan sonra 900 yıl Çininin dayanma durumu oluyor. Selçuklu, Osmanlı döneminden gördüğümüz camilerde yapılmış çiniler bu teknikle yapıldığından dolayı daha dün yapılmış gibi. Biz de aynı teknikle yapıyoruz. Dolayısıyla bunlar yüzyıllarca dayanabilen duruma geliyorlar. Aşınma ve solma olayı olmuyor cam tabakasının altında kaldığından dolayı.”
Çini sanatçısı ayhan bengi çinilerin özellikle turistlerin ilgisini çektiğini belirterek, “Çiniyi biz burada sunum yaparken Hatay halkına diye yaptık. Ama şunu gözlemledik, buraya dışarıdan çok turist akımı da oldu. Hatay'ı ziyaret edenler bu sanatla karşılaştıklarında onların çok ilgisini çekiyor. Bizim fiyatlarımız da 4 lira ile 120 lira arasında değişen, değişik objelerde ki fiyatlarımız var. Bu da onlara çok uygun geliyor. Nasıl bir el sanatı bu kadar uygun olabiliyor? diye de hayret ediyorlar” diye konuştu. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)