Bayram

Bayram bir aylık orucun toplu iftarıdır. Günlük iftarların sünnet nev'inden âdâbları bayramda da icra edilir. Orucunu tatlı şeyle açmayı adet edinen Peygamber Efendimiz (S.A.V), Ramazan Bayramını da tatlı yiyerek güne başlarlardı. Bir aylık oruçların topluca iftarının yapıldığı, İslam dinimizin en yüce ibadetlerinden bir aylık orucu gücü nispetinde yerine getirebilmenin şükür ve sevinciyle, idrak edeceğimiz, Ramazan bayramımız; ulvi duyguların coştuğu, hürmet ve muhabbet gibi hislerin fertler arasında alabildiğine hareketlendiği güzel günlerden biridir. Çünkü o günde yardımlaşma ve kaynaşmanın dorukta yaşandığı gibi büyükler ziyaret edilir, çocuklar sevindirilir. Dargınlar barışır; kabirler ziyaret edilerek Ahirete intikal etmiş ve kabirlerinde Fatiha bekleyenlere uzanan: mübarek günde dünyadakilerin sevindiği gibi ahirete intikal edenlerin de ruhlarının sevindirildiği mübarek bir gündür Ramazan Bayramı. Allah büyüklerini büyük bir zaruret olmadan huzur evlerine koyanlara bir uyanış nasip etsin..! Özellikle yaz sıcaklarında nefislerine oruç tutturanların, sabır imtihanından, psikolojik olarak da aynı zamanda her türlü dürtü kontrolünü sağlayarak manevi mesuliyetten kurtulmanın sevincidir de aynı zamanda Ramazan Bayramı... Nitekim Peygamber Efendimiz(a.s.m)'ın hayatına, (asrı saadet) bakıldığında görülecektir ki A'dan Z'ye dayanak zemini Kur'anı Kerim olan sünnet-i seniyyedir. Yani Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in sözleri, yaşantısı, hal ve hareketleridir. Söz konusu yaşamın dayanak noktası Kur'an-ı Kerim olduğu için, Kur'an-ı anlamak, yorumlamak için Peygamberimizin hadislerine başvurmak gerekliliği 1400 sene önce olduğu kadar. Sanıyorum bugün daha gerekli ve daha çok başvurmamız gereken bir kaynak olarak insanlığın anlamlı yaşamasının en önemli adresi olarak, evrenselliğini korumaktadır. Çünkü Efendimizin hayatı İslami kaynaklarımızdan ve asr-ı saadet'ten ve de Kur'an'ın mealinden okuduğumuz ve anladığımız kadarıyla Kur'an'ın yanlışsız, eksiksiz, anlaşılır bir tarzda açılımıdır sünnet-i seniyye. Örneğin; çocuklara davranışlarıyla bu günkü dünyada sevginin ve güvenin eksikliğinin nelere mal olduğunu hep beraber görmekteyiz. Halbuki Efendimizin secdede iken dahi sırtına çıkan torunlarının oyunlarını bozmamak için secdesini uzattığını yine okuyarak ve konunun uzmanlarından dinleyerek öğrenmiş bulunmaktayız. Aynı şekilde bu günkü şartlarda sevginin, sadakatin, vefa'nın adeta yok olduğu dünyada yine Efendimizin hanımlarına davranışına tekrar tekrar ve sanıyorum acilen bakmamız gerekmektedir ki kadın cinayetlerinin, aldatmaların ve boşanmaların önüne geçilebilsin.