Şöyle bakıyorumda Ak Parti içerisinde iki farklı insan yapısı var.
Bunlardan birincisi;
Ak Partili olup, Ak Parti dışındaki bir başka partide politika yapamayanlar, yapması imkansız olanlar gurubu.
Bunlar, inanç ve politik anlayışları nedeniyle bir başka partide politika yapması imkansız olanlar veya öyle görenlerdir.
Parti içerisinde ne kadar horlansalar da, ne kadar dışlansalar da bir başka partiye geçiş yapamazlar.
Oylarını bir başka partiye veremezler. Vermeyi veya bir başka partide politika yapmayı ihanet addederler.
En fazla yapabildikleri şey küsüp köşelerine çekilmek olur. Yine seçim zamanı sandığa gidip kendilerini horlayan, dışlayan, yüz vermeyen, yok sayan partisine oyunu verir, evine döner.
Ak Parti’de bu durumu bildiğinden bu kesimin oylarını çantada keklik sayar, kemikleşmiş bu oyun hiçbir tarafa gitmeyeceğini bildiğinden bunlara mesai bile harcamaz.
İkinci gurup ise;
Kendilerini bulunmaz hint kumaşı görenlerdir.
Partinin ve iktidarın nimetlerinden sonuna kadar faydalanmayı becerirler.
Parti iktidar olduğu süreç içerisinde onlardan daha hızlı, onlardan daha taraftar, onlardan daha öfkeli partili bulmak imkansızdır.
Kendilerini partinin vazgeçilmezi görürler makam ve mevki verildiği sürece.
Ancak her partide politika yapmaya elverişlidirler.
Bir tık daha fazla bir başka partide menfaat görseler hemen o partiye hiç geçmişleri yokmuş gibi kapak atmayı bilirler.
Ellerinden kendilerine verilmiş makam ve mevkiler alındığında mensubu oldukları partiden daha kötüsü yoktur.
Kendisi gibi bir değeri(!) partisinin kaybetmesinin hıncıyla önce dedikodu düzeyinde başlar, bir başka partiye kapağı attığında ise aslında kendisinin kerhen Ak Parti’de olduğunu ima ederek yeni partisinin faziletlerini saymakla bitiremez.
Bunlar Ak Partide de hep el üstünde tutulur. Aksi takdirde vereceği zarar bilindiğinden gönülleri hoş edilmeye çalışılır.
Başkanlıklar, milletvekillikleri, meclis üyelikleri genellikle bunların doğal hakkıdır.
Ben bunlara Ak Partinin AKP’lileri diyorum.
Ak Parti içerisindeyken Partinin ismi Ak Partidir, ancak bir şekilde başka partiye transfer olduklarında hemen AKP’ye dönüşebilir.
Tabii ki ben bunları Ak Parti için söylerken inanıyorum ki diğer partilerin de pek farkı yoktur.
Aklıma gelmişken sorayım ANAP’ın, Doğruyol’un anlı şanlı politikacıları şimdilerde nerededirler acaba?
Bunlardan birincisi;
Ak Partili olup, Ak Parti dışındaki bir başka partide politika yapamayanlar, yapması imkansız olanlar gurubu.
Bunlar, inanç ve politik anlayışları nedeniyle bir başka partide politika yapması imkansız olanlar veya öyle görenlerdir.
Parti içerisinde ne kadar horlansalar da, ne kadar dışlansalar da bir başka partiye geçiş yapamazlar.
Oylarını bir başka partiye veremezler. Vermeyi veya bir başka partide politika yapmayı ihanet addederler.
En fazla yapabildikleri şey küsüp köşelerine çekilmek olur. Yine seçim zamanı sandığa gidip kendilerini horlayan, dışlayan, yüz vermeyen, yok sayan partisine oyunu verir, evine döner.
Ak Parti’de bu durumu bildiğinden bu kesimin oylarını çantada keklik sayar, kemikleşmiş bu oyun hiçbir tarafa gitmeyeceğini bildiğinden bunlara mesai bile harcamaz.
İkinci gurup ise;
Kendilerini bulunmaz hint kumaşı görenlerdir.
Partinin ve iktidarın nimetlerinden sonuna kadar faydalanmayı becerirler.
Parti iktidar olduğu süreç içerisinde onlardan daha hızlı, onlardan daha taraftar, onlardan daha öfkeli partili bulmak imkansızdır.
Kendilerini partinin vazgeçilmezi görürler makam ve mevki verildiği sürece.
Ancak her partide politika yapmaya elverişlidirler.
Bir tık daha fazla bir başka partide menfaat görseler hemen o partiye hiç geçmişleri yokmuş gibi kapak atmayı bilirler.
Ellerinden kendilerine verilmiş makam ve mevkiler alındığında mensubu oldukları partiden daha kötüsü yoktur.
Kendisi gibi bir değeri(!) partisinin kaybetmesinin hıncıyla önce dedikodu düzeyinde başlar, bir başka partiye kapağı attığında ise aslında kendisinin kerhen Ak Parti’de olduğunu ima ederek yeni partisinin faziletlerini saymakla bitiremez.
Bunlar Ak Partide de hep el üstünde tutulur. Aksi takdirde vereceği zarar bilindiğinden gönülleri hoş edilmeye çalışılır.
Başkanlıklar, milletvekillikleri, meclis üyelikleri genellikle bunların doğal hakkıdır.
Ben bunlara Ak Partinin AKP’lileri diyorum.
Ak Parti içerisindeyken Partinin ismi Ak Partidir, ancak bir şekilde başka partiye transfer olduklarında hemen AKP’ye dönüşebilir.
Tabii ki ben bunları Ak Parti için söylerken inanıyorum ki diğer partilerin de pek farkı yoktur.
Aklıma gelmişken sorayım ANAP’ın, Doğruyol’un anlı şanlı politikacıları şimdilerde nerededirler acaba?